26 Ekim 2010 Salı

arya,rahim içi yaşamının 40.haftasında

aylar su gibi geçti ama son günler geçmiyor sanki. neden bilmiyorum, sabırsızlanmaya başladım. koca göbeğimi sevdim aslında ve de kendimi bir daha hamile olarak görmeyeceğim. ama sanki bir zaman geliyor ve artık bitsin diyorsun. mesela arya aşağıya doğru iniş yapmaya başladıkça f. ile birbirimize sarılabilir olduk ve bunu fark ettiğimizde mutlu olduk, sarılmayı özlemişiz. en mühimi yüz üstü uyuyacağım, rahat ve hızlı yürüyeceğim. mevcut ipotek kalkacak gibi hissediyorum. doktor ne dedi sorularına cevap; dünkü doktor kontrolünde 1 cmlik bir açılma tespit etti. ağrı da pek yok sayılır, biraz daha bekleyeceğiz galiba. arya bilir ne zaman geleceğini...
*cumartesi çekilen bir foto aşağıda. eyleme katılmak bana hep iyi gelmiştir, yine iyi geldi. kadınlarla bir arada olmak, gücümüzü hissetmek bambaşka bir duygu.
yaşasın kadın dayanışması, yaşasın örgütlü mücadelemiz.



19 Ekim 2010 Salı

başlıksız yazı

kadına yönelik şiddetin bilançosu aldı başını gidiyor. bu sabah gazetede okuduğum haberler beni oldukça etkiledi elbette. son beş günde altı kadın öldürülmüş. katillerden dökülen inciler aynı, yazmaya gerek yok, malumumuz. bu hususta yazacak o kadar çok şey var ki ama bazen kilitlenirsin, söz biter ya. sadece isyan etmek, kızmak, bağırmak, vurmak istersin. işte öyle bir şey! belki başka zaman kadına yönelik şiddet konusunda bir yazı yazarım ama bu akşam değil. ya da feminist politikanın 8. sayısındaki yazımı okuyun.bizler yazmaktan usandık, erkekler öldürmekten usanmadı!
*mor çatı'nın 20. kuruluş yıldönümü için santral istanbul, otto santral'de 8 kasım'da gerçekleştirilecek organizasyonda bir araya gelinecek.sanatçıların kostümleri açık arttırma ile satılacak. geceden elde edilecek gelir, mor çatı bünyesinde yeni bir sığınak kurulması için kullanılacak.umuyorum ki, çok çok çok para gelir.

18 Ekim 2010 Pazartesi

38 bitti, 39 geldi!

şasırtıcı ama hamilelik günlerim ile ilgili ne güzel günlerdi o günler diyeceğimi hiç tahmin etmezdim. bugün doktor haftaya bekliyoruz arya'yı dediğinde aa bitiyor demek bu süreç dedim. son iki haftadır pek bi garip duygular içindeyim,sanki ben bu dünyaya hamile geldim ve terk-i diyar ederken de hamile olacağım. sağlığıma ve ruh halime daha bir dikkat ettiğim bir dönemdi. örneğin, canımı sıkan hiç kimseyle görüşmedim, iletişim kurmadım.ve bunun ruhuma ne kadar iyi geldiğini fark ettim. zorlama ilişkiler bünyeme pek iyi gelmiyormuş anladım. arya sayesinde öğrediklerimi unutmaya niyetim yok.
bugün selin'i arayayım, bakalım doğum ne zaman günüydü galiba. akraba hariç10 kişi ile konuştuk:) bu hafta da buluşmalarımız olacak, cuma akşamı da f. ile bir taxim yapalım dedik, doğum evveli felekten bir gece. pek sıkıldım evde olmaktan.
ruh halim: çimenlere yatmak, dakikalarca öyle kalmak,güneşe bakmak istiyorum. hele çevremde mor çiçekler olursa bonus olur.

8 Ekim 2010 Cuma

yemek blogları,muz,o ana ne kadar var duygusu, fiziksel değişimler

bir kaç gündür aklım fena şekilde yemeklerde. hem de sıradan değil kallavi yemekler istiyorum. bu yemekleri yapacak kimse de olmadığı için yemek bloglarındaki pişirilmiş,mükellef olarak sunuma hazırlanmış ve itinayla fotoğraflanmış yemek fotolarına bakıyorum. enterasan bir şekilde yeme duygum tatmin oluyor. her şeyin çaresi var:)

aklıma gelenleri yazayım yoksa unutacağım. muz!! hamilelik tarihimin meyvesi. 8.5 ayı aşkındır hemen her gün muz yiyorum. arya'nın muz ile arasının iyi olacağı malum.

"o an"... ara sıra aklıma geliyor, o ana ne kadar var acaba? bence arya bu ayın sonunu bekleyecek. acele etme e mi kızımları duyuyor olmalı. bakalım doktor pazartesi ne diyecek?

şişmek ne kadar garip bir şey? sabah uyanıyorum ve ellerimi ve ayaklarımı tanıyamıyorum. uyanıyorum bir de bakıyorum ki, selin'in elleri ve ayakları gitmiş hulkun elleri ve ayakları gelmiş. iki haftadır önce hulklaşmaya başladım. diğer bir şey de, bir koltuğa oturmak kolaymış da kalkmak pek bi zormuş. ama yaw selin, sen masada oturunca hamile olduğunu unutuyoruz diyor arkadaşlar hala. bir süredir görüşemediklerimiz; yani iyiyim ;) duyurulur...