22 Eylül 2010 Çarşamba

gelme keyfim gelme, memleketteki ehval halleri,sirkecinni, müvekkil k.

*dün duruşmalar ertesi, adliyenin bunalttığı ruhumun üzerindeki bulutları dağıtmak için epey bir yürüdüm. nereden nereye kadar olduğunu yazmayayım, sizler de aaa yapmayın. hiç gerek yok zaten  f. kafi derecede aaaladı. e kolay meslek değil, sürekli olumsuz cümleler duymak, asık suratlar, gergin adliye polisleri, koridorlarda birbirlerine dalanlar.lar lar..bu kadar şarj olunca ve günün sonunda iki tek atamayınca, tabanvaya sarıyorsun. daha sonra mesleğe başladığımdan beri muhasebemi tutan yaşlı, ara sıra unutkan ama muhabbetini pek bi  sevdiğim muhasebecime gittim, güzel bir kahve eşliğinde memleketi kurtardık.memleketi kurtarmak deyince, bu aralar memleketten gelen haberler pek bi dehset kokuyor. daha dün gece firüzağa'da bir sanat galerisinin kokteyli esnasında içeridekiler taşlı, küfürlü saldırıya uğramışlar. saldırganların ağzından dökülen sebep: burada içki içiliyor, mahalleli rahatsız.dün akşamdan beri yazıyor gazeteler. ey mahalleli, o evler bile, ilk sahiplerini hatırlıyorlar, sizin yaptıklarınızı hayretle izliyorlar. dün bir arkadaşım da cumartesi balat'ta bir galeriden davetiye geldi ,sergi açılışına gidelim mi demişti, ne olur ne olmaz ben yokum wallahi. ama "korkacak bişey yok, bunlar korkanların sorunu" diyen gazeteci e.a.bundan sonraki bütün resim sergisi kokteyllerine davet edilsin ve hatta gitsin.
*sabah erken uyanıyoruz, malum  f. şirkete gidiyor, arya jimnastiğe başlamış oluyor. bu sabah nereden estiyse yeşilçam kıvamındaydım. siyah beyaz, aa paşa babacığım ama mükafat vaad etmiştiniz gibi repliklerle dolu olan bir film bulsam da izlesem derken, yeşilçam tvde bir film buldum,tam istediğim gibiydi. 60lı yıllar, eski istanbul, elimde kakaolu sütüm, oh be ne keyifti derken müvekkil k. aradı. imdat! telefona bakınca benim tüyler tiken tiken, burada ondan bahsetmek istemiyorum ama bilen bilir bünyeye epey olumsuz etki yapan bir zattır. neyse telefonda bir kere olmak üzere sinirlendim ama sonra arya neden büzüşsün k. yüzünden, sakin selin dedim. bu telkin pek bir güçlü, düşünün k. da bile işe yarıyor. işe yaradı ama kendimi kasmaktan yoruldum ve yaşlandım. bkz foto.
 selin'in k. ile görüşme ertesi çekilen fotosu

* geçirdiğimiz o muhteşem! yazın ertesi serin havalara kavuştuk. küresel eylem grubunun belirttiğine göre gezegen tarihindeki en sıcak altı ayı geride bırakmışız.çok şükür geçti. yağmurluklarımız dolaplardan çıkardık, çıkardık da hiçbir yağmurluğumun fermuarını çekemiyorum. onu dene yok, bunu dene yok. f.ninkileri dene eh işte.ne yapsam ne yapsam, hah anladım lahana formatına geçiş yapmak lazım, böğrümü de paşminalarla kapattım mı, olur biter. zira bugün sirkecinni'ye gitme niyetindeyim. sirk-ecinni çünkü bazen öyle şeyler satılıyor ki , kendimi sirkte sanıyorum ve bazen de çocuk benliğime işlenmiş ecinnilere benzeyen bebekleri burnuma sokuyorlar. rahat bıraksalar da zaten efsunlu olan o sokaklarda gönlümüzce dolaşsak, sürekli suratı ekşitmesek.
neyse, arya'nın doğumunda ziyaretime gelecek dost,akraba ve din kardeşlerime sunmak için sürprizlerim olacak, onların alt yapı hazırlıklarına başlamam lazım, alışveriş zamanı yani.daha kocaman olmadan gideyim,yorucu oluyor oralar zaten. hadi eyvallah!