11 Ocak 2011 Salı

nerede kalmıştık?

yazmak istediğim pek çok şey var zira evren'in dediği gibi yazmak kişiyi rahatlıyor. füsun, haklıymışsın, bebekli hayatta kendine zaman ayırmak kolay değilmiş. yeni kayda tıklamak iki ayı aşkın bir zaman aldı. bir de içimden pek yazmak gelmiyordu, gelene kadar bekledim.
hadi bakalım dök içini selin.

bebekli hayat kolay değil. hele bir de hiç yardımsız bebekli hayat çok daha zor. lohusalık mefhumu, mastit, geçmek bilmeyen meme ucu yaraları, hormonların oyunları, arya'nın çıkmak bilmeyen gazları.. ay yazarken bile içim sıkıldı. neyse, hemen şunu da yazayım yazılarda negatifliklerden uzak durmaya çalışacağım zira 2011 için aldığım kararlar var, ki onları daha sonra yazacağım. f evden çıkıyor, 12 saat sonra geliyor. ben eve sığamayan bir kadınken evden çıkamaz hale gelmişim. bebek bakımından ne anlarım derken, minicik bir bebekle baş başa kalıyorum. bir iki gün bol ağlamalı geçiyor. arya'nın memeden başını çekip bana baktığı o andan itibaren artık ağlamıyorum.
panik yok, plan var diyorum ve başlıyorum okumaya, internetten kitaplar sipariş ediyorum zira netteki her bilgiye güvenmem. doktora bir iki kez ulaşamayınca doktoru değiştiriyorum, doktora ulaşamama stresi ile uğraşamam. artık eskisi kadar evin düzenine, pür -i pak olmasına da dikkat etmiyorum. ancak malum alerji meselesi sebebiyle arya'nın etrafındaki eşyaların tozsuz olmasına özen gösteriyorum.arkadaşlarımın, dostlarımın bana ulaşmasına yardım ediyorum, telefonuma daha sık bakıyorum, gönderilen postaları cevaplıyorum. f 'nin evde olduğu tek gün olan pazar günlerine selin'in tatil günü payesi verdim.şimdilik eve yakın mesafelerde dolaşıyorum, gittikçe alanımı genişleteceğim. kendimle ve uğraşılarımla baş başa kalmak için daha neler yapabilirim derken bebek salıncağı almaya karar veriyorum, istediğim gibi bir model bulmak ve siparişin elimize ulaşması zaman alsa da en sonunda elektrikli bir salıncağa kavuşuyoruz.(m) arya; sıkıldım gel beni al, acıktım, diğerlerini çıkardım ama bu gazı çıkaramıyorum, uykum geldi, burada uyumak istemiyorum diye seslenene kadar salıncağında oturuyor. ben de onun karşısına oturuyor ya internette ya da kitaplarla oluyorum. yemek yemek, çamaşır asmak artık mümkün. bu formüller şimdilik beni mutlu ediyor. şu aralar aklımdaki tek sorun, şubat'ın 22sinde başlayacak olan duruşmalarıma nasıl gideceğim. sağ sütü, koy biberona versin biri işte dediğinizi duyuyorum ama arya biberonu almıyor.emzik almadığı gibi biberonu ağzına dokundurunca sinirleniyor, kafasını yana itiyor. başka bir marka biberon deniyeceğim bakalım, umarım.. bu zamana kadarki duruşmalara arkadaşlarım ve müvekkillerim girdi, bu günlere geldik. müvekkillerimin hepsinin kadın olması ve benimle dayanışmak istemeleri bana çok iyi geldi. yine ve her zaman yaşasın kadın dayanışması..


bu günlerde artık daha olumlu ve sakinim. özellikle hastane sürecini geçirdikten sonra
daha güçlü hissettim kendimi. bebeğinizin hastaneye yatmasının sizde yarattığı psikolojik boyut biraz yüklüce oluyor. önce ben grip oldum, sonra arya alerjik bronşioilt oldu. alerjik astımlı bir anne olarak kızımın da bir gün ventolin-pulmicort ikilisi ile tanışacağını tahmin ediyordum ama 2.5 ay biraz erken oldu. hastane sonrası evde bakımla şimdi iyi. mutluluk:)
bu süreçte ziyaretleriyle, telefonlarıyla bana güç veren dostlarıma ve özellikle her gün yanımda olan sfklı kadınlara derinden teşekkür ederim.